Bireyin çevresiyle etkileşimi, doğduğu andan itibaren başlamakta ve büyüme ile birlikte hızlı bir şekilde artmaktadır. Örneğin 0–2 yaş dönemindeki çocuklar, çevrelerini keşfettikçe farklı nesnelere farklı tepkiler vermeyi ve bu tepkileri hatırlamayı öğrenirler.

Çocukların etraflarındaki dünyaya anlam verme çabaları, bu basit gayretlerle şekillenmektedir. Çevreyle etkileşim arttıkça, çocukların etraflarındaki gelişen olaylara daha fazla ilgi duymaya başladığı görülmektedir. Aslında, gözlemledikleri olayların nedenlerini merak ederek sorgulamaları, 2–9 yaş aralığındaki çocukların en belirgin özelliklerindendir. Bu dönemde bir bilim adamı kadar meraklı olan çocuklar; araştırmaya, keşfetmeye, öğrenmeye ve yeni şeyler yaratmaya isteklidirler. Bu nedenle küçük çocuklar “doğuştan bilim insanı” olarak tanımlanmaktadır.

Küçük yaştan itibaren bilim insanları gibi çevrelerini ve doğayı tanımak ya da anlamak amacıyla sorular soran ve bu sorulara cevaplar bulmak için araştırmalar yapan çocuklar, okul hayatlarına elde ettikleri bu deneyimlerle başlamaktadırlar. Bilim Atölyesi etkinliklerde temel amaç, yalnızca bilgi kazandırmak değil, aynı zamanda çocuklara bireysel araştırmalarında bilimsel süreçleri kullandırarak bilimin nasıl yapılacağını uygulamalı olarak öğretmektir.

“Bilim ve Bilim İnsanı Öğretim Programı” hazırlanmadan önce bilim öğretmenimiz Dr. Erdi Altun ve Doç. Dr. Vesile Yıldız Demirtaş tarafından okul öncesi ve ilkokul döneminde fen ve doğa etkinlikleri ve bilim eğitimi ile ilgili literatür taranmıştır. Buradan elde edilen bilgiler ışığında “Bilim ve Bilim İnsanı Öğretim Programı” hazırlanmıştır.

Öğretim programı hazırlanırken aktif öğrenme koşullarının gerçekleşmesine dikkat edilmiştir. Buna göre çocukların öğrenme sırasında karmaşık öğretimsel işlerle (soru ve etkinliklerle) zihinsel yeteneklerini kullanmaya zorlandığı, öğrenme sürecinin çeşitli yönleri ile ilgili kararlar alıp öz-düzenleme yapabileceği, gerçek nesnelerle çalışmalar planlanmıştır.

Merhaba nasıl yardımcı olabiliriz?